ÇEKMEKÖY YENİDEN REFAH PARTİSİNDEN İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE TEPKİ!!
Yeniden Refah Partisi Çekmeköy İlçe Başkanlığı İstanbul sözleşmesinin topluma zararları ile ilgili basın açıklaması yaptı.

İstanbul sözleşmesi son dönemde kamuoyunda tartışmalara yol açarken bir tepki de Yeniden Refah Partisi Çekmeköy İlçe Başkanlığından geldi. İlçe Başkanı Önder Ayyıldız ve yönetim kurulu Çekmeköy'de diğer siyasi partileri ziyaret ederken sokakta vatandaşlara da bilgilendirici broşür dağıtarak İstanbul sözleşmesinde aykırı buldukları konuları paylaştılar.
Doğa Park önünde basın açıklaması
Yeniden Refah Partisi Çekmeköy İlçe Başkanlığı son olarak Çekmeköy Doğa Park önünde bir basın açıklaması yaptılar. İlçe Başkanı Önder Ayyıldız'ın yaptığı basın açıklamasında unları söyledi;
"Değerli basın mensupları kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadele ilişkin Avrupa konseyi Sözleşmesi 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açıldığı için İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 34 Avrupa ülkesi tarafından imza altına alınmıştır Türkiye sözleşmeye imza atan ilk ülke olarak tarihe geçmiş, 14 Mart 2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi nde yapılan 26 dakikalık görüşme sonunda mecliste grubu bulunan partilerin oy birliği ile onaylanmış 2014 yılında 6284 sayılı kanunla yasalaşmıştır.
Rusya ve Azerbaycan sözleşmeyi imzalamamış
Birleşik Krallık Macaristan ve Bulgaristan’ın da aralarında bulunduğu 11 ülke sözleşmeyi imzalamış fakat parlamentolarında onaylamamış yani sözleşmeye taraf olmamışlardır.
Adı geçen Avrupa ülkelerinin Muhafazakar kesimden çekinmeleri ve geleneksel değerlere aykırılık olduğu içindir.
Bir milletin varoluşu kendi kültürel kıymetleri ile mümkün ve kaimdir.
Milletlerin varoluşları bedenlerinin yaşamaları ile ilgili değil kendilerini tarif ettikleri kültür konularını muhafaza etmesi ve hayata geçirmesi ile ilgilidir.
Yabancı kültürlerin ithal edilmesini arzulayan rıza gösteren ya Gözyuman bir millet kendi olmaktan çıkar asli varlığını kaybeder ve yabancı kültürlerin labaratuvar olur.
İstanbul sözleşmesinin 66. maddesine göre gladio adıyla taraf devletlerin sözleşmeyi uygulayıp uygulamadığını izleyen Bir izleme mekanizması kurulmuştur.
Yabancıların oluşturduğu komisyonların ülkemizde İstanbul sözleşmesinin tatbik edilmesini takip etmesi için imza vermek bu milletin ruhuna kast edilmesidir.
Kadın, erkek, Cinsiyet ve namus mefhumuna medeniyetinin ellerine teslim etmek bu milletin intiharıdır.
İnsan erkek ve kadın olarak iki cins yaratılmıştır insan tabiyatının cinsiyet sınırı bundan ibarettir zira insan erkek ve kadının vuslatı ile doğmaktadır.
Bunlar dışındaki suni cinsiyet iddiası insanın doğumuna engel olacaktır bunu bir sözleşmeyle kabul etmek insan neslinin devamını engellemektir.
Ve bu insanlığa açılmış bir savaştır
Sözleşmenin dördüncü maddesinin üçüncü fıkrası iki cinsiyet dışındaki tüm sapkın eğilimleri cinsel kimlik ve cinsel yönelim ifadeleriyle kabul edilmesini sağlamaktadır
İstanbul Sözleşmesi insan tabiatına aykırı her sapkınlığın sadece zorla yapılmasına karşıdır.
Karşılıklı rıza ile yapılmasına karşı değildir.
15 yaşındaki kız 18 yaşında bir erkekle zina etse rızası olup olmadığına bakılır.
Fakat bunlar evlenirse İslâmi nikah kıyarsa koca evliliğin üzerinden 8:10 sene bile geçse tecavüzden yargılanır ve hapse girer.
Sadece bu durumdan mağdur 8000 baba hapiste yatmakta hanımı ve çocukları sığıntı gibi yaşamaktadır.
İstanbul sözleşmesine göre şiddet;
Psikolojik, ekonomik, fiziki ve cinsel şiddet olarak tanımlanmaktadır
Psikolojik şiddet tanımlamasına göre millet kendini oluşturan asli ölçülerin ihlal edilmesine karşı hiçbir tavır takınmayacaktır bir kişi bu minvaldeki gerekçelerle eşine ve çocuğuna kızamayacak bunların ıslahı için sözlü veya fiili hiçbir tedbir uygulanamayacaktır.
İstanbul sözleşmesinin 42. maddesine göre sözde namus adına işlenen eylemler gerekçe olamayacaktır.
Yani kızınız eve erkek arkadaşıyla gelse uyaramazsınız kızamazsınız.
Kadın hayat arkadaşı edinirse iş gezisi bahanesiyle yabancı bir erkekle il dışına çıksa namusunu koruyamazsınız bütün bunlar psikolojik şiddete girer.
Sözleşmede kadınların her türlü ahlaksızlığa yapabileceği tüm diğer ölçülerini ihlal edebileceği buna karşın hiçbir yaptırımla karşılaşmaması gerektiği dikte edilmektedir. Bu durumla karşılaşan erkek İstanbul Sözleşmesi ile bağlanır ve mahkum edilirse şüphesiz tabiyatı bozulacak ve bir müddet sonra her türlü tehlikeye etrafını açabilecek bir yapıya bürünecek ve kadına şiddet kadın cinayeti kaçınılmaz olacaktır.
GREVİO’nun Son Türkiye raporunda 4 + 4 + 4 eğitim sistemi ölürken en temel eğitimin kız çocukların hiç bir anne olarak geleneksel değerlere bağlı olarak yetişmesini sağlama senin kız çocuklar üzerinde olumsuz etki oluşturacağı tespiti de anne rolü hedef alınmıştır
Babayı kadının beyanıyla evden altı ay uzaklaştıran İstanbul Sözleşmesi annelik rolünün kız çocuklarının olumsuz etkileyeceği tespiti ile gençlerin evlenmelerinin ve aile kurmalarının önüne geçilmek istendiği açık bir şekilde görülmektedir
Yani basın mensupları Aile bir milletin tohumudur doğum neyse mahsül de odur.
İstanbul Sözleşmesi anne ve baba rollerinin milletimizin kadim değerlerinden uzaklaşmasını sağlayarak her şeye onay vermek mecburiyetinde bırakılan bir baba her türlü özgürlüğü eline verilen kadın yaratılıştan cinsiyet özelliklerini yitirmiş ve ahlaksızlığa yönlendirilmiş bir nesli ortaya çıkarmaktadır.
Eşler arasında çıkan tartışma neticesinde bizim kültürümüzde karı kocayı barıştırmak için ebeveynler aile büyükleri devreye girer ve ailenin devamlılığını sağlamaya çalışır.
Cenabı Allah Nisa Suresi 45. ayette bunu tavsiye etmektedir.
Fakat İstanbul Sözleşmesi 48. maddede “bu sözleşme kapsamındaki her türlü şiddete ilişkin olarak arabuluculuk ve uzlaştırma da dahil olmak üzere alternatif çözümü süreçlerini yasaklamak üzere gerekli hukuki tedbirler alınır” maddesi ile bunun önü tıkanmaktadır.
Bugün Tartışmalı hale gelen bu kadar büyük riskler barındıran ihtilaflı bir mesele haline gelen İstanbul sözleşmesinin 26 dakikada tüm siyasi partilerin oy birliği ile kamuoyunda tartışılmadan uzmanların fikirleri alınmadan meclisten geçmesi milletimizi derinden üzmüştür.
Gülemiyorum son Türkiye raporunda;
Hükümetin altına imza attığı İstanbul sözleşmesinin yeterince uygulanmadığı uygulanmaktadır
Buna mukabil ana muhalefet partisi CHP İstanbul sözleşmesinin uygulanması için LGBT dernekleri kadın platformları ve dernekleri ile planlı bir çalışma yürütmektedir.
Beykoz’da metron bulunan Hazreti yuşa peygamberin şehri İstanbul’un,
Hazreti peygamberi altı ay evinde ağırlamış Ebâ Eyüp el ensari hazretlerinin şehri İstanbul’un,
Hazreti Peygamber’in 28 sahabesinin metronun olduğu İstanbul’un,
İslam medeniyetinin manevi kalelerini nakış nakış işlemiş yüzlerce evliyanın medfun olduğu İstanbul’unPeygamber efendimizin İstanbulu Fetheden kumandan ne güzel kumandan şeklinde bizzat övdüğü Fatih sultan Muhammet Han’ın şehri İstanbul’un,
470 sene boyunca devleti Ali’yeyi Osmaniye’ye başkent olmuş İstanbul’un Büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu
“eşcinsel evliliğe izin verilmesi hususunda henüz toplum hazır değil” beyanat vermesi bu planın bir parçasıdır.
Cumhuriyet Halk Partisinin İstanbul il başkanı talimatıyla ilçelerde İstanbul Sözleşmesi uygulansın kadınlar yaşasın konseptiyle çalışma yapması bu planın parçasıdır.
Cumhuriyet Halk Partisinin kadın kolları başkanı erkekler İstanbul sözleşmesinden rahatsız değil tecavüzcü erkekler rahatsız açıklaması yine bu planın parçasıdır.
Yine Partisi olarak İstanbul sözleşmesinin iptal edilmesi medeniyetimizin temelleri altına döşenen dinamitlerin temizlenmesi Ve Cumhuriyet Halk Partisin etki alanını daraltmak için
Özellikle Çekmeköyde En büyük gayretle çalışmaya devam edeceğiz.
Siyonizmin mutfağında hazırlanmış bu paçavrayı yırtıp atana kadar kararlarda sonuna kadar mücadele vereceğiz.
Aziz milletimizin kadına yaklaşımı bellidir
Üzerinde yaşadığı Toprakları anadoluyu adını vermiştir.
Milletimizin inancı cenneti anaların ayaklarının altına sermiştir.
Evlatları anneleri ayaklarının altından öpmektedir.
Devletimizin İstanbul sözleşmesinin iptalini sağlayarak yerli ve milli medeniyet değerlerimizle örtüşen kanunlarla kadın aile ve neslimizi korumak için gereken yasal düzenlemelerin yapılması ve Bu hayırlı adımların atılması hususunda göreve çağırıyoruz.






SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!