- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 31 Aralık 2022, Cumartesi 10:41
- 278 kez okundu
Hemşehri dernekleri, 1970’lerda başlayan, 1980’lerde hızlanarak devam eden kırdan kente göç ile başlayan bir sürecin doğal sonucu olarak ortaya çıktı. Zira büyük şehirlerin en önemli özelliği anonim bir kültürün yaşandığı, herkesin benzeştiği, yerel kimliklerin elimine olduğu; geleneklerin, kültürlerin, müziğin, folkorün yoklaştığı mekanlardır.
Kırdan geldiği haliyle yaşama imkanının yok olduğu şehirlere göç eden hemşehriler; geldikleri bölgelerinin, şehirlerinin ve köylerinin yaşam biçimlerinin aleyhte dönüşmesine engel olmak için Hemşehri Dernekleri’ni kurdular.
Bu kısa girişten de anlaşılacağı gibi Hemşehri Dernekleri özü itibarıyla bir “asimilasyona” direnç göstermek; kültürlerini koruyabilmek ve şehirlerde dünyaya gelmiş çocuklarının akraba ve hemşehrileriyle tanışık olmasını sağlamak için oluşmuş örgütlerdir.
Bu haliyle, Hemşehri Dernekleri çok önemli bir fonksiyonu yerine getiriyor, önemli bir boşluğu dolduruyor; şehrin aynılaşarak fakirleşmesine karşı, farklılıklar oluşturarak zenginleşmesine vesile oluyorlar.
Süreç içinde, özellikle Sivil Toplum Örgütleri’nin (STK) güçlenmesi ve başta siyaset olmak üzere, hayatın her alanına etki etmesiyle Hemşehri Dernekleri de bir dönüşüm/değişim sürecinin içine girmiş oldular.
Gelişmiş ülkeler, sadece yönetime gelen iktidarın yönetiminden; STK’ların da aktif olarak sürece dahil olduğu yönetişime geçtiler, geçiyorlar. Bu devletin güçlenirken bireyin zayıflamasının önüne geçen çok önemli bir gelişmedir. Fakat, bu ülkelerdeki STK’lar daha çok Düşünce Kuruluşları olurken, biz de bu durum Hemşehri Dernekleri ve Cemaatler / Tarikatlar üzerinden gelişti, gelişiyor.
Bu gelişme hem Hemşehri Dernekleri’ne, hem Cemaat / Tarikatlara zarar vermeye başladı ve bu çok önemli kurumların fonksiyonları ve varlıkları tartışılmaya başlandı.
Çünkü Cemaat / Tarikatların görevi toplumun manevi ihtiyacına cevap vermek; Hemşehri Dernekleri’nin görevi özelde hemşehrilerinin, genelde ise bütün toplumun moderniteye esir düşmesine; geleneklerin ve kültürlerin korumasıdır.
Siyasetin ve iktisadın tarafı olan bu güzide yapılar, özellikle de Hemşehri Dernekleri, siyasallaştıkları oranda, hemşehrilerinin birleşimine değil ayrışmasına sebep olmaktadırlar. Bütün dostlara bu ince çizgiye dikkat etmelerini tavsiye ediyorum.
Bunu niye yazma gereği duydum?
Bir: Elazığlı olmak iyidir ama Elazığcılık yapmak mikro milliyetçiliktir ve iğrençtir. Seçime doğru giderken aday tercihleri nepotizme (eş,dost,akraba ve hemşehriler) göre değil, ehliyet ve liyakate göre belirlenmelidir.
İki: Bu hafta Hemşehri Dernekleri’nin faaliyetleri açısından çok bereketli geçti benim açımdan. Önce Çekmeköy Trabzonlular Derneği’nin yeni yerine taşınmasına şahitlik ettik. Sonra, Sivaslılar Derneği’nin Balık Izgara programına davet edildik fakat maalesef katılamadık. En son, dün akşam Erzurumlular Derneği’nin “Aşık Reyhani’yi Anma Programı”na katılım sağladık.
Şunu gördüm: Asli görevini yapan her kurum ve kuruluş değerlidir ve büyük bir boşluğu dolduruyor. Her kurum ve kuruluş görev alanının dışına çıktığında ise kurumuna zarar vermiş oluyor.
Davet için: Trabzonlular Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Güven kardeşimin şahsında bütün yönetime; Sivaslılar Dernek Başkanı Soner Çiçekli dostum ve Yönetimine; Erzurumlular Dernek Başkanı Niyazi Taştan dostum ve yönetimine ayrı ayrı teşekkür ederim.
Kalbi muhabbetlerimle…
MAKALEYE YORUM YAZIN

-
05.03.2023 BAŞIMIZ SAĞ OLSUN…
-
01.09.2022 Anadolu,
-
19.07.2022 Önce Ahlak ve Maneviyat
-
05.05.2022 Ramazan Bereketi
-
02.02.2022 Kar Yağdı İstanbul’a…
-
31.12.2021 Hazreti Dolar Üzerine!..
-
28.10.2021 GENÇLERLE BULUŞMA
-
31.08.2021 İsrail Devleti’nin Kuruluşu: Mescid-i Aksa -3
-
28.07.2021 MÜLTECİ SORUNU
-
26.07.2021 İsrail’in Kısa Tarihi: Mescid-i Aksa -2
-
21.05.2021 İSRAİL’İN KISA TARİHİ: MESCİD-İ AKSAx -1